İçindekiler
Yaz tatili bitmişti.. – Tumblr Hikaye, okulun ilk günüydü. İstiklal Marşını ve müdürün sıkıcı konuşmasını dinlemek üzere tören alanında toplandı tüm öğrenciler. Müdür anlattı klişe zırvalıkları, marşımızı okuduk, sınıflara dağıldık. Mutluydum aslında, okulu değil de, arkadaşlarımı özlemiştim.
Sınıfta yeni bir çocuk gözüme çarptı.
Simsiyah, dalgalı saçlı bir çocuktu. Yüzü asık, cam kenarı en arkada takmış kulaklıklarını, boş boş telefonunun ekranına bakıyordu. Sonra arka cebinden bir kağıt çıkardı, kağıda bakarken gözleri doldu, yavaşça kokladı kağıdı, cebine geri koydu. Bir an göz göze geldik, onu izlediğimi sanmasın diye hemen kaçırdım gözlerimi. Tekrar döndüm, parmaklarını izci selamı şekline getirip, başının sağ tarafına tutarak selam verdi, aynı hareketi bende ona yaptım. Tenefüs zili çaldı ve yanına gittim, “Merhaba dostum, Ömer ben.” dedim. “Ali.” dedi, “Memnun oldum.” El sıkıştık ve okulu gezdirmek üzere yanıma aldım onu. Kantinde birer kahve içtik, kendinden bahsetti. Ankara dan geliyormuş, babası astsubaymış tayini sebebiyle buraya yerleşmişler. Çok neşeli bir çocuktu, baya da bir hiperaktif. Konuşurken sürekli ellerini oynatıyor, sürekli gülüyordu. Son sınıftık. Sınav pek de umurumda değildi, o da pek umursuyor gibi durmuyordu açıkçası. Ali okula geleli 1 ay olmuştu ve tek arkadaşı bendim.
Daha çok kardeş gibiydik aslında. Bize gelirdi arada, ben onlara giderdim. 1 ay olmasına rağmen tanışalı, çok samimiydik. Çok içtendi çocuk, her şeyini anlatırdı bana. Bizimkiler 3 günlüğüne Çanakkale ye, geziye gidecekti. Aliye bizde kalmasını söyledim, izin aldı geldi. 70’lik rakı, 2’şer tane de bira aldık. Geçtik salona, mezemizi hazırladık, oturduk karşılıklı, vurduk kadehleri. 5’er kadehten sonra, ikimizde dönüyorduk. “Anlat.” dedim, vurdum kadehi masaya sertçe. “Anlat Alim.” Bir başladı ki anlatmaya, kendi dertlerimi unuttum. 7 yaşından beri aşık olduğu bir kız varmış.
Ben 7 yaşında,
oyuncak ayıma aşıkken, o bir kıza aşık olmuş. Aile dostlarıymış ve kız, Aliyi öz kardeşten farklı görmüyormuş. Ali ise aşıkmış, deli gibi. 11 yıldır. “Kaybetmekten korkuyorum kanka” dedi. “Kız bana kardeşim diyor, ben ona aşık olduğumu söylersem ne olur? Düşünsene. Kaybedemem onu, yapamam lan. Yapamam.” dedi, sigarasından bir nefes çekti. “Yoruldum be kardeşim. Yoruldum ama, bir dakika olsun bıraktıysam onu sevmeyi, namerdim.” Sigarasından derin bir nefes daha çekti, tüm düşüncelerini alevlendirerek. “Gün gelir Ömer im, hiç sahip olmadığın o insanı, kaybetmekten korkarsın.” dedi ve kapattı geceyi. Boğazım düğümlenmişti, konuşamıyordum. Bizim çocukça sevgilerimiz vardı, onun aşkı ise devlerinki gibiydi. Saf ve temiz seviyordu, dokunmaya kıyamıyordu ona. Sabah “Yürü lan Ankara ya gidiyoruz, onu görcez. Söyleyeceksin sevdiğini, aşkını anlatacaksın.
Hem merak ediyorum oğlum ızı, beni tanıştırmayacak mısın?” dedim.
“Yürü lan gidelim, köpek gibi özledim zaten a.. koyayım. Anlatcam her şeyi” dedi ve hazırlanmaya başladık. 13.30 otobüsüne 2 bilet aldık ve yola çıktık. Elleri titriyordu heyecandan “Kanka çok özledim lan, allah çarpsın çok özledim.” deyip duruyordu. Aliye bakıp bakıp gülüyordum, “Tamam kanka sakin ol, 10 dakika kaldı, sakin.” dedim. Otobüsten, bulvar yolunda indik. Yol kenarıydı, karşıda kız bekliyordu. “Yaavruuuuu” diye bağırdı Ali, heyecandan, daha kolundan tutup “Lan dur, araba çarpacak.” diyemeden oldu ne olduysa. Ali kendini, hızla yola attı, DUR diyemeden atladı. Soldan hızla gelen araba, hızını kesmeden çarptı Aliye. Gözlerimi kapadım. Anlık şok ile yaşlar akmaya başladı. Koştum Alinin yanına, üzerine kapandım. “Ali, Ali ölmedim de lan, Şaka a…. koduğum ölür müyüm lan ben de, gözünü seveyim kardeşim, hadi lan.” Karşıdan koşarak geldi kız, yanına yattı Alinin. Alnına bir öpücük kondurdu. Ağlıyordu. Ali yavaşça gözlerini açtı, ağzı kıpırdıyor ama konuşamıyordu.
Birden kız, hıçkıra hıçkıra ağlarken konuşmaya başladı, “Çok seviyorum seni Ali, 7 yaşından beri aşığım sana, sen hep beni kardeş olarak gördün, söyleyemedim ama ben hep sana aşıktım. Bugün sana söyleyecektim her şeyi, 11 yıldır bu anı bekliyorum Ali, şimdi bırakıp gidersen yakışır mı 11 yıla ?” dedi, gözlerinden akan yaşlar, Alinin burnundan akan kana karışıp, asfalta dökülüyordu. “Sana aşığım, 11 yılı’m.” dedi Ali, kafası yavaşça sağ omzuna doğru kaydı, gözleri asfalta kenetlendi, kız gözlerine kenetlendi. Şimdi ne mi yapıyorum ?
Aynı evin,
aynı odasındayım, bardaklar hala yerinde, rakının dibinde biraz var, bir kadehte önümde duruyor. Ali mi ? Sandalyesi boş, çatalı masada duruyor, bardağı tam karşımda. Son kadeh bu, göz yaşlarımla duruladım rakıyı. Kaldırıyorum kadehimi Alim. 11 yılına kaldırıyorum. Göz yaşlarına kaldırıyorum. Aşkına kaldırıyorum. Senin için, sizin için kaldırıyorum ulan. Senin için.
-Alıntı
Yaz tatili bitmişti.. – Tumblr Hikaye
Yeni INSTAGRAM adresimiz instagram.com/fosforluhanm !