Bizi Biz Yapanlar. Aranızda 2015 yapımlı Inside Out yani Ters Yüz filmini izleyenleriniz vardır. Aslında şu an ki konumuzla ilgili çok güzel bir mesaj vermekte… Film de bize var olan tüm duygularımızın, varlığımız için önemi bizlere aktarmakta.
Var olduğumuz günden beri bizimle beraber varlığımızı oluşturan duygular bizi biz yapmakla görevlerini tamamlıyor olurlar ama bazen bizi biz yapma görevinde olan duyguların bazılarında çeşitli karmaşıklıklar veya bozukluklar meydana gelmektedir. Ve bu bozukluklar bizi günlük hayatımızda çeşitli aksaklıklar meydana gelmesine neden olmaktadır .Tabi öyle alt temeli olmadan duygu durum bozukluğu olması düşük bir ihtimaldir. Mesela filmde kahramanımız doğup büyüdüğü yerden taşımak zorunda kaldığı için duygusal anlamda onu zor zamanlar beklemektedir.
Örneğin korkuyu ele alalım. Korku; görünen ya da görünmeyen tehlikeler karşısında bireyin gösterdiği bir tepki olup , belirsizlik karşısında tehdit algısı ile tetiklenen rahatsız edici ve olumsuz bir duygudur fakat her ne kadar olumsuz bir duygu demiş olsak da korku, sağlıklı bireyin hayatta kalabilmesine yardımcı olan bir duygudur .Olaylar karşısında temkinli olmamızı korku sağlamakta. Aşırı korku patolojik özellik taşıyabilir.
Korku…
Korku bu kadar doğal ve olması gereken bir duyguyken ne gibi faktörler meydana geliyor da bizi biz yapan ,hayatta kalmamızı sağlayan bu duygu ,günlük yaşamımız da normal kabul edilmeyen özellikler taşımamıza neden oluyor . Bu konuda aileye ilişkin faktörler oldukça önemlidir .Özellikle aile üyelerinin korkuları, çocuklarda öğrenilmiş korkulara neden olacağı gibi, ebeveynlerde bulunan depresyon, öfke krizi gibi psikolojik problemler de korkuya neden olan başka bir faktör olabilir . Ailede boşanma, aile içi ölüm , aile içi şiddet gibi faktörler korkuyu tetikler .
Korkuyu anlamanın pek çok yolu vardır . Örneğin bebeklik döneminde gürültü, tanımadığı yeni bir nesne, tanımadığı bir yüz bebeği korkuturken, iki yaş civarı korkular gök gürültüsü gibi genellikle geceleri ya da kapalı havalarda ortaya çıkan gürültüler sesler olmaya başlar o dönemde sağlıklı bir şekilde bu korku yenilmezse ilerleyen dönemlerde de bu korku devam eder. Anne babadan ayrı kalmak çocuğu oldukça tedirgin eden bir durum olduğu için kreşlerde okula giriş zamanları üç yaş civarı çocuklar çok fazla zorluk çıkartmaktadır. Bu durumda anne baba ve öğretmenler ortak hareket etmek durumundadır. Aksi takdirde bu korku olabilecek bir boşanma durumunda daha yoğun bir şekilde yaşanır . Bu konuda aile tutumu da çok önemlidir. Örneğin ”Yemeğini bitirmezse seni hastaneye götürüp iğne yaptırırım ” gibi cümleler çocuklarda uzun dönem hastane korkusuna neden olmaktadır.
Öfke…
Her insan da var olan ve temel duygulardan biri de öfkedir . Öfke, günlük yaşantımızda tıpkı korku gibi olumsuz bir davranış olarak bakılsa da aslında bireylerin her türlü tehdide karşı gösterdiği bir savunma düzeneğidir. Örneğin film de kahramanımızın evden kaçmasının nedeni kontrolü öfkenin almasından dolayıdır.
Saldırganlık öfkenin yoğun olduğunu gösterir ve bu durum günlük yaşantımızda normal kabul edilmeyen özelliklerden biridir. Genellikle genetik faktörler, gelişimsel özelliklerin akranlarından geri olması, anne baba çatışması, ihmal ve istismar durumlarında meydana gelmektedir
Öfke insanın bebeklik döneminden beri var olan bir duygu olduğundan dolayı kişinin zamanla bu duyguyu kontrol etmesi beklenir. Çocuklar öfke konusunda belirli aşamalar yaşamaktadır ve bu çok doğal olmakla beraber olması gerekendir .Üç yaş civarı bir çocuğun benmerkezcilik duygusundan dolayı oyuncağı elinden alındığında ya da düşündüğünün yanlış olduğu ifade edildiğinde bu durumlara öfkelenmesi doğaldır fakat bu durumu ilerleyenler yaşlarda da devam ettiriyor olması öfke kontrolünde sorun yaşadığının belirtisidir.
Peki nasıl bu duygularımızı normale indirgeyebiliriz? Bir tedavi yöntemi yok mu ? Elbette var .Davranışçı tedaviler çocukluk çağı korkularının tedavisinde etkili olabilmektedir. Alıştırma yöntemi korkulan durumun ,olgunun ya da bir nesnenin üstesinden gelmeyi sağlarken ; öfkeye öfke ile karşılık vermek yerine çocuğun nelere öfkelendiğinin farkına varmak ve bununla birlikte anlayışlı bir tutum sergilemek, konuşmak için sakinleşmesini beklemek de öfkeyi azaltan bir durumdur.
Fotoğraf: xxxpicss.com gidonline-filmix.ru
– GAMZENUR AYDIN
INSTAGRAM : click